7 Haziran 2016 Salı

SAHİP KiMDiR? KÖLE NEDiR?

 

Çok yorulduğunda başını koyduğun tertemiz bir yastık, çok susadığın sıcak bir yaz günü içtiğin soğuk su, çok özleyip kavuştuğunda sarıldığın bedenin hissidir arzu. Arzuyu beyin yaratır. Bazı beyinler diğerlerinden farklı çalışır. Bazı farklı beyinlerde garip arzular tomurcuklanır. Bunlar herkesin konuştuğu, anladığı dil araçlarıyla ifade edilebilecek arzular değildir. Ebru teknesinde boyanın dağılışındaki güzelliği anlatmaya çalışmak gibi olur onları tarif etmek. Bu arzular bedenle ilgili gibi görünse de derinde kendi doğasıyla bütünleşebilmenin heyecanıdır. Farklı olmayan beyinler derinlerde bi yerde ne olduklarına dair bir şüpheye bile düşmeden yaşayıp gider ve ölürler. Bazıları ise kendilerini ve arzularını bir yansımada görebilecekleri bir aynayla bütünleşirler; Tüm varlığını sorgulamadan teslim alan, doğanı sen anlatmadan bilen, beyninin kıvrımlarını keşfetmekten keyif alan bir ayna.  İşte böyle bir bütünleşme için teslim olabildiğin beyindir 'sahip'. 
Sahip arzunun şiddetini test eder ve böylece senin kendini görmeni sağlar. Sahip arzunu besler ve senin gelişmeni sağlar. Acının, esaretin, kontrol edilmenin anlamı yokolmayı göze alabilecek kadar güvenmektir. Sahip sendeki benliğin bütün gereksiz parçalarını; bedenini, korkularını, kibirini, dikbaşlılığını teslim alır ve sende geriye sadece haz kalır. Senin işin elindeki ateşten topu dizginlemektir; kalan herşeyi sahip  düşünür. Bu; iki tarafı da çok zor bir oyundur. Sahip şımartmadan şefkat göstermeyi, kırmadan cezalandırmayı ve senin beynindeki asi, küstah, yaramaz hayvanı yönetmeyi biliyorsa sahip olabilir ancak. Ve köle de bunlardan aldığı hazla yerine getirebilir kölelik ödevini. Kölenin ödülü hiç olmaya bir adım daha yakınlaşmaktır -eğer bunun anlamını biliyorsa- sahibin ödülü de bir benliği avucunda parçalamadan tutabilmenin öğrettikleridir. Bu; iki beyinden aynı anda çıkan ve izleyicilerin sadece aynı iki kişi olduğu doğaçlama bir sanat performansıdır. Bu sanat; insan olma hazzıdır. Sahip ve köle insan olmayı hayvanlıklarını da içine alarak kucaklayabilmeyi amaçlar. Birbirlerini yargılamadan teslim edip teslim alarak kortekslerinin derin katmanlarındaki yabani gerçekleri yadsımadan bütünleşirler. Bazen karışır, bazen içiçe geçer; bazen dokunur, bazen okşar, bazen de parçalar. Ebru teknesinde birbirine karışan renkler gibi...

Edit: Köle yazıdaki 6 imla hatasından dolayı çok ağır bir ceza aldı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder